Faaliyetlerimiz

İstanbul Konkordato Avukatı

İstanbul’da faaliyet gösteren Akkaş Hukuk ve Avukatlık Bürosu İstanbul konkordato avukatı olarak iflasa tabi olan ve olmayan müvekkillerimizin borçlu yahut alacaklı sıfatıyla konkordato talebi için gerekli belgelerin temini ve mahkeme başvurusu, geçici mühletin uzatılması talepleri, konkordatonun tasdiki, konkordato komiserinin görevine ilişkin işlemlere karşı şikâyet yoluna başvurulması konularında hizmetindeyiz.

İstanbul konkordato avukatı ekibimiz icra ve iflas hukuku konusunda edindikleri 25 yıllık deneyim ve bilgiler çerçevesinde, müvekkillerine en etkili sonucu sağlamak için hukuki destek vermektedirler. Ticari hayatta, ticari işlemlerden kaynaklanan alacakların tahsili ve bunun yanı sıra şirketlerin ekonomik zorluğa düşerek konkordato veya iflas gibi hukuksal müesseselere başvurmaları sık rastlanan hukuki konulardan biridir. Akkaş Hukuk Bürosu bu konuda uzman icra ve iflas avukatı ile hukuki takiplerin gerçekleştirilmesi, mezkûr takipler neticesinde tahsilatların yapılması ve ekonomik sıkıntı içinde olan şirketlere hukuki destek verilmesi alanlarında aktif olarak faaliyet göstermektedir.

Konkordato Nedir?

İcra İflas Kanunu’nun 285. Maddesinde belirtildiği üzere, “Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir.”

Konkordato; dürüst bir borçlunun alacaklılarının belli bir çoğunluğu ile yaptığı ve ticaret mahkemesinin tasdiki ile hüküm ifade eden cebri bir anlaşma olup, bununla alacaklılar borçluya karşı olan alacaklarının bir kısmından feragat ederler ve/veya borçluya borcunu ödeme konusunda belli bir süre verirler, borçlunun bu süre içinde borcunun kabul edilen kısmını ödemekle borçlarının tamamından kurtulmasını sağlayan kanuni bir müessesedir.

Piyasa koşullarının bozulması, maliyetlerin artması ve benzeri muhtelif sebepler borçluların mali durumunu bozabilmekte ve bundan kaynaklı olarak iyiniyetli borçluların borçlarını ödemek konusunda zor durumda kalmaları, serbest piyasa düzeni içerisinde sıklıkla rastlanılabilen olumsuz bir durumdur. Borçlular oluşan bu mali tabloda işlerini yürütememekte ve borçlarını ödeyememekte olup ayrıca alacaklıların da alacaklarına kavuşması güçleşmektedir. Dolayısıyla İcra İflas Kanunu’nda düzenlenen konkordato müessesi borçluya borcunu ödemesi için mühlet verilmesi ve/veya borcundan indirim yapılması imkânı sağlarken ayrıca alacaklıların da alacaklarını güvenceye almasını sağlamaktadır. Sonuç olarak, konkordatonun hem borçlunun hem de alacaklılarının lehine bir düzenleme olduğu söylenebilir.
İstanbul Konkordato Avukatı

Kimler Konkordato Talep Edebilir?

Konkordatonun yalnızca borçlu tarafından talep edilebileceği yönündeki yanlış kanının aksine İcra İflas Kanunu’nun 185/1-2 maddesi uyarınca hem borçlu hem de alacaklarının konkordato talep etme hakkı vardır.

Borçlu

Borçlunun iflasa tabi olup olmadığı önem arz etmeksizin tüm borçlular konkordato talebinde bulunabilirler. İflasa tabi olup olmama durumu sadece talebin yöneltileceği mahkemenin yetkisi konusunda gündeme gelmektedir.

Borçlunun gerçek kişi yahut tüzel kişi olması gereklidir. Bu bağlamda gerçek yahut tüzel kişiliği olmayan adi ortaklık adına konkordato talep edilemeyecektir. Ancak adi ortaklık ilişkisi içerisindeki ortakların her biri konkordato talebinde bulunabilir.

Borçlunun tacir olması zorunlu bir unsur olmayıp, tacir olmayan borçlular hakkında da konkordato hükümleri uygulanır.

Alacaklı

İflas talebinde bulunabilecek her alacaklı borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir. Her ne kadar borçlunun konkordato talep etmesi hususunda iflasa tabi olması gibi bir zorunluluk öngörülmemişken, alacaklının konkordato talep edebilmesi için mutlak surette borçlusunun iflasa tabi kişilerden olması gereklidir.

Hangi Mahkemelerden Talep Edilebilir?

Konkordato, iflasa tabi olan borçlu için İcra İflas Kanunu’nun 154. maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerdeki; iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden talep edilecektir.

Görüldüğü üzere iflasa tabi olmayan borçlunun talep edeceği konkordatoda, borçlunun yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi görevli iken; iflasa tabi olan borçlu için, “iflas takiplerinde yetkili merci”nin düzenlendiği, Kanunun 154. maddesine atıf yapılmıştır. Madde gereğince iflasa tabi borçlu bakımından yetkili asliye ticaret mahkemesi, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdir. Merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmeler hakkında yetkili merci ise Türkiye’deki şubenin, birden ziyade şubenin bulunması halinde merkez şubenin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesidir.

Geçici Konkordato Mühleti Nedir ve Sonuçları Nelerdir?

Borçlunun konkordato talebi üzerine; mahkeme, İcra İflas Kanunu’nun 286. maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak varlığını tespit ederse derhal geçici mühlet kararı verecek ve 297. maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacaktır.

Alacaklının konkordato talebi üzerine; Borçlunun 286. maddede belirtilen belgeleri ve kayıtları mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak sunması hâlinde geçici mühlet kararı verilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. Belge ve kayıtların süresinde ve eksiksiz olarak sunulmaması hâlinde geçici mühlet kararı verilmez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir.

Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez.

Mahkeme geçici mühlet kararı ile birlikte borçlunun malvarlığını korunması için gerekli tedbirleri alır ve bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Bu tedbirlerin alınmasında borçlunun malvarlığının muhafazası göz önünde bulundurulması gereken en önemli olan kriterdir. Bu bağlamda, mahkeme geçici mühlet kararı ile borçlunun tasarruf yetkisini kısıtlayarak, borçlunun, belirli bir rakamın üzerindeki işlemlerini komiserin yazılı onayına tabi tutabilir. Yine mahkeme benzer nitelikte bir tedbir kararı alarak, borçlunun borçlularına, komiserin denetiminde kullanılabilen banka hesap numaralarına ödeme yapmalarını isteyebilir. Borçlunun mallarının envanterinin tutulması da bu kapsamda malvarlığının korunması yönünde bir tedbir kararıdır. Bu aşamada belirtmek gerekir ki, mahkemenin geçici mühlet kararı ile birlikte ayrıca borçluya karşı takip başlatılmasına veya başlatılmış takiplerin durdurulmasına dair tedbir kararı vermesine gerek yoktur. Zira geçici mühlet, kanunda ötürü kesin mühletin sonuçlarını doğuracaktır. Bu durumda da geçici mühlet içinde borçluya karşı takip yapılamayacak ve başlamış olan takipler duracaktır.

Kesin Mühlet Kararı Nedir?

Mahkemece, geçici mühlet içerisinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir. Borçlu da bu fıkra uyarınca uzatma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır.

Kanun metninden de anlaşılacağı üzere kesin mühlet verilmesinin temel unsuru konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması yani borçlunun mali durumunun iyileşmesinin olanağının mevcut olması gereklidir.

İflasa tabi olan borçlular hakkında; Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığının anlaşılması ve İcra İflas Kanunu’nun 292. maddesinde hükme bağlanan koşulların oluşması halinde mahkemece konkordato talebi reddedilecek ve re’sen borçlunun iflasına karar verecektir. Borçlu eğer iflasa tabi olmayan kişilerden ise sadece konkordatonun reddine karar verilecek olup iflas kararı verilemeyecektir.

Kesin Mühlet Kararının Sonuçları Nelerdir?

Borçlu Bakımından

Konkordato mühleti verilmesi ile birlikte, borçlunun tasarruf yetkisi tamamen kaldırılmamış olmakla birlikte kısıtlanmıştır. Bu sayede borçlu ticari faaliyetlerine bizzat devam edebilecektir. Ancak borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür. Bunun yanında kesin mühletin uygulamada önem arz eden sonuçlarından bazıları şunlardır:

  • Borçlu aleyhine takip başlatılamaz, evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararları uygulanamaz.
  • Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde, kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.

Alacaklılar Bakımından

Konkordato mühleti verilmesinin borçlu hakkında doğurduğu sonuçlar dolaylı olarak alacaklılar hakkında tasarrufun kısıtlanması sonucunu meydana getirir. Dolayısıyla yukarıda da belirtildiği üzere borçlu hakkında icra takibi başlatılamayacağı gibi halihazırda devam eden takipler de ek bir karara ihtiyaç duyulmaksızın duracaktır. Yine aynı şekilde ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararları da uygulama alanı bulamayacaktır.

İstanbul Konkordato Avukatı Ekibimizin Hizmetleri

  • Konkordato talebi için gerekli belgelerin temini ve mahkeme başvurusu
  • Geçici ve Kesin mühletin uzatılması talepleri
  • Konkordatonun tasdiki,
  • Konkordato komiserinin görevine ilişkin işlemlere karşı şikâyet yoluna başvurulması
  • İflas içi konkordato başvurusu

İstanbul Konkordato Avukatı Ekibimize Ulaşın

İstanbul‘da çalışmalarına devam eden Akkaş Hukuk ve Avukatlık Bürosu‘na ve İstanbul konkordato avukatı kadromuza İletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

error: Content is protected !!