Nafaka davası, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen ve aile hukuku kapsamında önemli bir yer tutan konulardan biridir. Bu davalar genellikle boşanma sürecinde ortaya çıkar ve mahkemelerde çözüme kavuşturulur.
Nafaka, genel olarak iki temel amaca hizmet eder: birincisi, boşanma sonucu maddi olarak mağdur duruma düşecek olan tarafın geçimini sağlamak; ikincisi, boşanma sonucunda ortaya çıkan yoksulluğu önlemek ve tarafların yaşam standartlarını korumaktır.
Konu Başlıkları
Nafaka çeşitleri arasında tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, çocuklar için nafaka ve maddi-manevi tazminat gibi farklı türler bulunmaktadır.
Boşanma avukatlarımız nafaka davası ve nafakanın artırılması veya azaltılması davalarında boşanma avukatı ve arabulucusu olarak tazminat, nafaka, velayet, mal rejiminin tasfiyesi konuları dahil olmak üzere boşanma ile ilgili her türlü konuda hukuki danışmanlık, avukatlık ve arabuluculuk hizmeti vermektedir.
Türk Medeni Kanunu’nu nafakayı 175’inci maddesinde düzenlemiştir. Bu maddeye göre; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” Diğer bir ifadeyle eşin boşanmada nafakaya hak kazanabilmesi için kendi eşinden daha az kusurlu veya kusursuz olması gerekmektedir.
Nafaka Davası Avukatı
Maddi Tazminat ve Yoksulluk Nafakası
Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat şeklinde ödenmesine karar verilebilir. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar.
Eğer alacaklı taraf evli değilse, ama evliymiş gibi hayat sürdürüyorsa, yoksulluğu ortadan kalktıysa veya haysiyetsiz hayat sürüyorsa, irat şeklinde ödenmesine karar verilen tazminat veya nafaka mahkeme kararıyla kalkar. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Türk Medeni Kanun’un 178. maddesinde düzenlendiği üzere nafaka davası boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacaktır.
Nafakanın Artırılması Davası Hangi Hallerde Açılabilir?
TMK 176/4 hükmünde “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir”; TMK 331 hükmünde ise “durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır” düzenlemeleri yer alır.
Kanunda yer alan düzenlemeler ve Yargıtay görüşü de dikkate alındığında görüldüğü üzere, şartların değiştirmesi yahut hakkaniyetin gerektirmesi hallerinde iştirak nafakası dava yolu ile arttırılabilir, azaltılabilir ya da kaldırılabilir. Buna uygulamada Nafakanın Uyarlanması Davası adı verilir. Burada nafaka ödeyen ya da alan eşin mevcut durumunun değişmesi veya hakkaniyetin talebi haklı göstermesi gerekir.
Örneğin nafaka ödeyen eşin mali durumu kötüleşirse veya nafaka alacaklısı büyük bir miras sahibi olursa nafakanın uyarlanması talep edilebilir. Burada bakılacak en önemli husus şudur ki değişen şartlar, nafakaya esas teşkil eden duruma ilişkin olmalıdır.
Nafakanın uyarlanması talebine dair dava için herhangi bir süre yoktur, taraflar şartların değişmesi halinde başvurularını gerçekleştirebilirler fakat iştirak nafakasında çocuğun ergin olması tarihine dikkat edilmelidir zira bu tarihten sonra uyarlama talebinde bulunulamaz.
Nafaka Davası Avukatı Ekibimize Ulaşın
Nafaka davası genellikle dava açılması, delillerin toplanması, mahkeme süreci ve kararın uygulanması olmak üzere dört aşamadan geçer. Bu süreçlerde, avukatlar müvekkillerine danışmanlık yapar, dava dosyasını hazırlar, mahkeme sürecini yürütür ve müvekkillerini mahkemede temsil eder.
Akkaş Hukuk ve Avukatlık Bürosu olarak, nafaka davaları konusunda uzman avukatlarımızla müvekkillerimize en iyi hizmeti sunmaktayız. Hukuk büromuza ve nafaka davası için avukat kadromuza İletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.